Boş Konuşma

Suskunluğum Asaletimden Değil

01:38 19.09.2016

Akıp giden zaman ile gidemeyenlerin zamanları. Gündüzleri bay geçip geceleri uyananların. Uykusuzların.

Uyumaya hazırlananlara her zaman gıpta etmişimdir. Dişlerini fırçalayıp, yatak kıyafeti giyerler. Yattıkları yatak da özel seçilir genelde. Yastığı da es geçmemek gerek tabii. Sonra saatleri de bellidir yatıp kalktıkları. Düzenli bir hayat, düzenli uyku falan. En son ne zaman bu şekilde uyudum hatırlamıyorum. Hatta bu şekilde bir uyku ritüeli gerçekleştirdiğimi de hatırlamıyorum da neyse artık. Sızıp kalanlardanım. Bitkin düşüp vücudun iflas etmesi gibi bişey. Uyumak denir mi buna bilmiyorum ya da başka ne denir.

Dünya en güzel oyunlarını sergilemeye devam ediyor bu arada. Güzel bir senaryo ortaya koyup peşinde gidenleri maymun etme oyunu. Sadece peşinde gidenleri oynatsa gene bi nebze sıkıntı olmayacak bizim gibiler gibilere. Ancak peşinde gitmeyenleri de ardına takmak için var gücüyle çalışmakta. Zor durumda bırakmakta onları. Mecbur hissettirmek en sevdiği.

Gözlerim kapanıyor ama uyku halinden değil. Yavaş yavaş ölüyor gibiyim. Uzun süreli kapalı kalmıyor sadece o kadar yoksa yaşadığım da pek söylenemez. Yaşamak istiyor muyum konusunu da tartışmaya açardım ancak gereksiz bir durum. En azından benim isteğimle açıklanabilecek bir kavram değil.

Dünya mevzusu garip mevzu. Peşinden koşmayalım eyvallah, uzak duralım albenisinden eyvallah da bir şekilde kancayı atıyor bizim gibi balıklara. Sonrası en zevkli kısmı. Oltayı yavaş yavaş çekiyor. Balık olayı farkedip tepki gösterdiğinde oltayı çekmeyi bırakıp var olan uzaklığı koruyor. Sonra balık işler yoluna girdi sanıp tepkiyi azalttığında tekrar çekiyor. Çek bırak çek bırak şeklindeki oyunu ile kendine bağlıyor. Tek bir kanca ile, tek bir istekle. Hiç bir şey istemiyorum tamam ancak sadece şu tek olay olsun diyorsun senin de kancan o oluyor işte. Oradan çekiyor seni. Yavaş yavaş. Bi bakmışsın çırpınmak fayda etmiyor oltanın ucuna kadar gelmişsin. Sonrası komple baş ağrısı. Artık dünyanın insanı oluyorsun olmayanı görmedim. Herkesin bir kancası var takıldığı. Kurtulma imkanı var mı bilmiyorum. Elbette var bak şöyle şöyle davranacaksın demeyi çok isterdim ancak gerçekten bilmiyorum.

Zaman denizinde yüzen bahtsız balıklar.

Gece çöktü üzerimize gene. Karanlık bulutlar kapladı istikbalimizi. Dağıtmıyor hiç bir güneş bu sisi. Naparız bilmiyorum. Kelimelere sığınmanın mantıksızlığı da bi yandan çekiştirip duruyor. Asla anlatmak istediğini anlatamıyor kelimeler. Duygulara isim takmak ne alaka ayrıca kim çıkardı bu işi yani. Üzgünsün mesela. Aslında üzgün değilsin çok daha kompleks bir duygu ile baş başasın. Ancak nasılım acaba sorusuna üzgünüm diyorsun. Aslında değilsin dediğim gibi. Seviyorum diyorsun aslında çok daha teferruatlı bir olay bu. Şimdi seviyorum dediğinde hissettiklerin açıklanıyor mu yani? Bence olmuyor bu. Hiç bi şekilde olması gereken anlamda olmuyor. Ayrıca kelimelerin de allah belasını versin o da ayrı bir konu. Konuşmak kadar gereksiz yazmak da. Sadece uzağa bakmak doğru gibi. Hiç yazmadan konuşmadan bakmak. Her duygunu en iyi şekilde ifade edebilme yolu bu bence. Konuştukça batıyorsun derler ya hani bazı durumlar için. Bence genel bir söz öbeği bu. Her durumda geçerli. Konuştukça batıyoruz ne dersek diyelim. Yazmayı da buna katmak lazım zira konuşmanın harf simgeleri ile ifadesi ise yazmak o da girer bu örneğe. Komple gereksiz işler. Düşünsenize bir an için dünyadaki herkes susmuş. 10 dakika falan diyelim güzel olmaz mı? Sonra uyuşturucu bağımlısı gibi susma bağımlısı oluruz emin olun. Hiç kimse konuşmasa yazmasa güzel olmaz mı?

Öyle bir an gelecek sanırım herkes öldüğü anda. Kıyamet anında olabilir bu durum. Deneyimleyeceğiz bu vesile ile. Diğer türlüsü mümkün değil. İnsanlar var gücü ile konuşuyor. Sürekli konuşuyor, alakalı alakasız gerekli gereksiz sürekli konuşuyor. İnsanlar mütemadiyen konuşuyor. Ah insanlar ne çok ses çıkartıyorlar bir bilseniz. Bu arada konuşmalar hiç yok olmuyormuş atmosferde biliyor muydunuz? belli frekanslara ulaştığınızda geçmişte herhangi bir zamandaki konuşmaya ulaşa biliyormuşsunuz. Böyle bir alet yapıyordu bilim insanları eskiden okumuştum. Eskide yaşanan durumları öğrenmek istiyorlar insanlar. Ne geri zekalıca değil mi. Ulan napacan öğrenip başına iş alacan. Her şeyi duymak iyi bişey mi ki. Neyse bana ne bundan

Olmuyor bir türlü işler. Düzelmiyor hayat. Nası bi beddua ettilerse artık doğrulmuyor belimiz. Umudun son demindeyiz. Ne umudu umut mu kaldı anasını satayım diyemediğim için diyorum onu da. Zira bir müslüman hiç bir zaman umutsuz olmamalı. Bir müslüman. Müslüman

Gözlerim kapanıyor şimdi. Uykum olduğundan değil. Konuşmanın anlamsızlaşmasından belki. Susmak lazım güzelce. Susmak iyidir güzeldir tatlı mı tatlıdır.

02:18 19.o9.2016

Tövbe Ya Rabbi, hata râhına gittiklerime,

Bilip ettiklerime, bilmeyip ettiklerime!

 

Daha Fazla Göster

Samanpan

Dünyanın en güzel şehrinde doğup dünyanın en dandik başkentinde hayatını devam ettirmekte. Psikoloji İle uğraşmakta olup saçmalamak için bu siteyi kullanmakta. Tanısanız çok sevmezsiniz.

İlgili Makaleler

4 Yorum

şafak çalışkan için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu