Şike Davası Gariplikleri -1-

Artık yazma vakti geldi sanırım. Yağmurlu bir Ankara sabahından günaydın öncelikle. Yaklaşık 8 aydan fazla süredir yazılıp çiziliyor. Bu süre zarfında blogda adından bile söz etmedim. Sebebi de şuydu: Müthiş bir bilgi kirliliği vardı. Onlara da geleceğim birazdan. Ve iddianame açıklanmamıştı.Savunmalara başlanmamıştı…
Artık bu şartlar gerçekleştiğine göre yazabilirim diye düşündüm.
Filmi geri saralım. Bir sabahın köründe gelen haber: “Aziz Yıldırım ve bi sürü kişi şikeden içeri alındı” …
Ve süreç başladı. İlk haberler şöyleydi : Savcı son 5 maçın sonucunu biliyordu. Verilen paralar bilmem neler hepsi kayıtlı. Aziz Yıldırım da gitti fener de düşecek gibi bi izlenim oluşturuldu.
Hemen garipliğini de yazalım. Son 5 maçın biliyorsa neden oynattılar son 5 maçı ? Demekki bu iddia saçma bir iddiaydı. Ayrıca verilen paralar görüntülendi falan diyordu. o da öyle çıkmadı. Çanta falan görüntüde var ama çantada bilet olduğu iddia edildi savunma tarafından. Hatta Aziz Y. çantayı ve iddia edilen paraları mahkemeye getirdi ve Sokabiliyorsanız sokun bakalım bu çantaya dedi. O iddia da çürüdü.
Süreç devam etti bi çok kişi girip çıktı ama biz biliyoruz ki şike sahada olur. Yani iki yönetici sabaha kadar da anlaşsa futbolcuları buna dahil etmedikçe bi anlam ifade etmezdi. burda da 2 gariplik var.
1. Başta Fenerbahçe Teknik D. olmak üzere hep : ” bi kurul kurun. hatta yabancı futbolcular olsun ya da türk de olabilir, maçları izlesinler, 1 tane garip olay görürlerse Futbol hayatımı sonlandırırım” dedi.Bir kişi de demedi ki kuralım adam haklı.
2. Bi sürü kişi içeri alındı. İçerde hiç hakem yoktu (yani sahada bulunan personelden) 1 tane de futbolcu vardı. Sivas spor kalecisi Korcan. Korcan ile ilgili de tek iddia Fenerbahçenin Korcanın Kız Kardeşine araba aldığıydı. Ne gariptir ki Korcanın kız kardeşinin olmadığı ortaya çıktı. Hatta dün geceki programda korcan: “daha 23 yaşındayım. 13 yıl daha oynasam bi sürü araba değerinde para kazanırım. neden 1 arabaya hayatımı karartayım” dedi. Ki çok da haklıydı.
Böylece içerde olan tek futbolcu ile alakalı iddia da başlamadan bitmiş oldu.
Süreç devam ederken ilgi çeken en önemli nokta bence savcının ergenekon davası savcısı olması. Bana göre Aziz Y. başta olmak üzere ergenekon ile bir bağlantısı olabilir ve ya kurulacaktı. Hatta çete lideri falan adlandırmaları da bunun kanıtıydı. Ama henüz bir ilişkilendirme olmadı. İlerde bir şeyler olurmu bilemiyorum.
Şimdi gelelim en garip şeye. Mehmet Ali Aydınlar’a . Yaptığı bir çok yanlıştan birincisi yayıncı kuruluşun ağzına bal sürmek için play off gibi bir sistem getirmesiydi. İşin ilginci bi klüp de demedi ki böyle saçma şey mi olur. Ve çelişkilerle dolu ifadelerine yer verelim :
Aydınlar’ın çelişkileri
LİG ERTELENMEZ!
11 Temmuz: Bu süreçte UEFA ve FIFA ile sürekli temas içinde bulunacağız. Lig planlandığı şekilde 5 Ağustos tarihinde başlayacaktır. 31 Temmuz tarihinde Süper Kupa Finali Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanacaktır.
20 TEMMUZ: Görevde olduğumuz sürece ligler Ağustos sonundan önce başlamayacak.
25 TEMMUZ: Spor Toto Süper Lig 9 Eylül, Bank Asya 1. Ligi ise 10 Eylül tarihinde başlayacak.
AVRUPA KUPALARI
11 TEMMUZ: Lig, tescil edildiği şekilde UEFA’ya bildirilmiştir.
19 TEMMUZ: Futbol Federasyonu 31 Mayıs tarihinde UEFA’ya Türkiye’den hangi takımların Avrupa Kupası maçlarına katılacağını beyan etmiştir. UEFA da bu takvimde bir değişiklik yapmayacağını dün bize belirtmiştir. Eğer soruşturma aşamasında bu takımlardan suçlu olan varsa veya cezaya uğrayacak olan varsa onun değerlendirmesini UEFA o kulüp nezdinde yapacaktır.
15 AĞUSTOS: Şu an UEFA’nın, bize ve kulüplere herhangi bir yaptırımı sözkonusu değildir. Kendini şüpheli gören varsa Avrupa maçlarına gitmesin.
24 AĞUSTOS: Bu kararı UEFA’nın talebi doğrultusunda aldık. UEFA, Şampiyonlar Ligi’ne önem veriyor.
25 AĞUSTOS: İnsanların, “Sıfır tolerans kapsamına Trabzonspor girmiyor mu?” sorusunu sormakta haklı. Ama bu kararı UEFA veriyor. Bu soruyu biz de UEFA’ya sorarız. UEFA bizim kararlarımıza müdahale edemez.
ŞİKE VE TEŞVİK SÜRECİ
5 TEMMUZ: Dava uzun sürebilir. Biz delillere göre hareket etmek zorundayız.
11 TEMMUZ: Bu işten en az zararla Türk futbolunu çıkartacağız.
13 TEMMUZ: Henüz elimizde herhangi bir belge yok. Belgeler bize ulaştıktan sonra da gerekli işlemleri yapmaya başlayacağız.
20 TEMMUZ: Bizim, ‘teşvik, şike var veya yok’ deme şansımız yok. Statümüze göre bu kararı verecek yer Etik Kurulu’dur. İncelemeyi onlar yapacak, bu kararı onlar verecek.
23 AĞUSTOS: UEFA Disiplin Komitesi Başmüfettişi Pierre Cornu çok iyi izlenimlerle ayrıldı.
Dediği hiç bişey yapılmadı diyebiliriz. Sonra Başkanlığı bırakınca Fenerbahçeyi çok korumak istedim açıklaması da kuru gürültüden öteye geçemedi.
Fenerbahçe Avrupaya gönderilmedi. ligden de düşürülmedi. Bunun mantıklı tek bir açıklaması bile olamaz. Şampiyonlar ligine gönderilmeyerek avrupa ile ilişkimizi koruyalım dediler. Ligden de düşürmeyerek yayıncı kuruluşla aramızı koruyalım dediler. Olan Fenerbahçeye oldu. İki durumda da etinden sütünden faydalandılar. Tarih bunları da yazacaktır.
Bu arada Fenerbahçe en önemli futbolcularını kaybetmiş oldu. Morel motivasyon olarak da tüm camianın üzerinden geçtiler. Buna rağmen rakiplerinin normal maçlarda toplayamadığı taraftarı Fenerbahçenin sadece bayanları geçti. 2. sefer yine seyirci cezasından dolayı olan maçta da sanırım dünya rekoru kırıldı.
Taraftar her alanda takımına fazlası ile destek oldu ve sahip çıktı. Fenerium dan alışveriş günü belirlendi. o gün de satış rekorları kırıldı.
Burada bitirelim. Diğer yazılarda devam edeceğim.
Bir Yorum