Samanpan Blog 10 Yaşında!
Merhabalar.
Başlıktan da belli olacağı üzere Samanpan Blog 10 yaşında!
10. yılına giren blogun ilk anlarını gözümün önüne getiriyorum. Günlük tutmanın sakıncalarını anladıktan sonra internet günlüğü tutmaya karar vermiştim. Günlük tutmak sakıncalıydı çünkü istemediğin kişiler okuyabilirdi, nerde saklayacaktın falan bir sürü sıkıntı. İnternet ortamında bir günlük tutayım dedim ve blogu kurdum. Madem istemediğin kişiler okumasın diyosun o zaman neden internet sitesi açtın dediğinizi duyar gibi değilim ama gene de yalandan duyuyormuş gibi cevaplayayım. Kendi ismimle değil de bir rumuzla açayım, dilediğimi yazayım dedim. Bu arada samanpan ismi bu blogla var olmadı çok daha eskidendir kullandığım bir rumuzdu. Neyse kurdum rahat rahat saçmalıyordum ki tanıdık, eş dost yorum yapınca anladım ki yanlış rumuz seçmiştim. Tanıyanlar vardı daha önceden kullandığım için. Bu durum üzerine rahat rahat saçmalayamaz hale geldim ve ne dediğime dikkat eder şekilde yazmaya başladım.
İlk kurduğumda sadece kişisel bir rahatlama aracı olarak kullanacaktım ve insanların okumasını umursamayacaktım. Hala da umursamam ancak okunmadı da diyemem. Bazı yazılar 10 binlerce hatta bazıları bir miktar daha fazla da okundu. Ama dediğim gibi amacım çok okunmak değildi.
9 yıl bitti ve 10. yılına girdi ama maksat hasıl oldu mu derseniz zannetmiyorum. Ne rahatlamış durumdayım ne de istediklerimi yazabilir durumda. Zaten söylediklerimiz değil sustuklarımız önemlidir. Başka bir insanın hakikati, onun sana açıkladığı şey değil, açıklayamadığı şeydedir. Bu yüzden, onu anlamak istersen, söylediğine değil, söylemediğine kulak ver der Halil Cibran. Yazdıklarımdan daha doğrusu yazmadıklarımdan bişey anlaşıldı mı derseniz onu da bilmiyorum ancak zannetmiyorum anlaşıldığını. Zaten amaç da anlaşılmak değildi hoş görelim.
Bu tarz yıllar süren işler bir noktaya geldiğinde, genelde bir zaman tüneli hazırlanır. İşte ilk kurulduğunda şöyleydi, sonra şöyle şöyle aşamalardan geçti ve şimdi de şu halde gibisinden. 10 yılda neler değişmedi ki. Garip bir his geçmişi düşünmek ve o ana dönememek. Bazıları “hiç bişeyden pişman değilim, ne yaşadıysam …” gibi tantana ettiklerinde şaşırırım. Bende nedense her şeyden pişmanım. Hatta 10 yıl geriye gitmek için neler vermezdim ki. Herşey değişti yani. Ben değiştim en başta. Artık daha bıkkın, yılgın, umursamaz, tahammülsüz ve sıkıntılıyım 10 yıl önceye göre. Geçmişi düşündüğümde hep hayallerim aklıma geliyor. Bu güne geldiğimizde ise hayal kurmanın ve o hayallerin suya düşmesinin ruhumda açtığı yaraları. Bu süre zarfında korkar hale geldim hayal kurmaktan bi değişiklik de bu. Yaşlanıyorsun sonra o da var. Saçın sakalın beyazlıyor. Zaman tüneli işi de yattı anlayacağınız. Geçmişi düşünmek acı veriyor sadece o yüzden geçmişe ket vurma tekniklerini geliştirmeye çalışıyorum sadece.
Bir şekilde geldik bu güne kadar anlayacağınız. Bundan sonrası için ne olur bilmiyorum. Gene yazamam çoğu şeyi, gene yazdığımdan çok sustuğumla kalırım. Bu blog ne kadar daha sürer onu da bilmiyorum. Bu yazıyı da bir doğum günü kutlama gibi değil de bir iç dökme gibi yazmış olayım. Nice senelere de diyesim gelmiyor açıkçası.
Yazıyı kapatırken hepinizi saygı ve sevgi ile selamlamak isterdim. Hepinizi seviyorum samanpan blog okuyucuları da demek isterdim ama sevmiyor da olabilirim. Bazınızı çok seviyorum, bazınızı normal, bazınızı da sevmiyorumdur heralde. Kahrolsun bağzı şeyler.
Mutlu ömürler diliyorum hepinize. İyi insan olmaya gayret edelim ölene kadar.
Kurulduğu günü dün gibi hatırlıyorum. Iyi ki doğmuşsun samanpan blog :)
Bu arada seni bilmem ama benim “çok sevilenler” listemdesin :D
SEN DE BENİM :)
Ben?
İnş bir 10 yıl daha okuruz.
Sen de tabii
Nice seneleri olsun! :)
Teşekkür ederim.