Şımarıklık Çeşitleri
Türk sinemasının efsane filmlerini hatırlayın. Genelde bir zengin bir fakir, bir grup zengin diğer grup fakir, zengin amcadan kalan miras, mahallenin bir kısmı zengin diğer kısmı fakir vs.. Zengin kısma gelince yüzümüz buruşur hani hatırladınız mı? O fakiri ezerken, iterken, aşağılarken… Gözlerinizde bir kaç sahne canlanmış olması lazım. Filmler genelde de fakir kısmın kazanması ile biter. Aşağılık kompleksimizdir bu fakirlik. Üstüne çıkmak için filmlerimizi ona göre yaparız. Parantez içinde söylemek gerekirse kim neye karşı propaganda yapmak isterse ona göre film çeker. Hollywood yapımlarına bakın genelde kahramanlık öyküleri çekerler çünkü gerçekte bir kahramanlık gösterdikleri görülmemiştir. İranlıların aşık olmadıkları gibi. Biz de zenginliğe karşı vardır bir çaba. Anlatmak istediğim yere doğru hareket edersek ben zenginlik fakirlik münasebeti değil, o zenginin yüzündeki aşağılama hissiyle ilgili bir yazı planladım.
Aşağılama, itme, ezme, bitirme… Bu kelimeleri unutmayın. Bu kelimeler sadece filmlerimizdeki zenginlere has olaylar değildir. Fakirler işi çevirip zengin olduğunda onlar da ezer. Bu böyledir. Zulm gören zulm eder bizde.
Ülkemizde defaatle yaşanmış bir eylem düşünün, sokağa çıkar bir grup, bir grup da bunları bastırmaya hazırlanır. Eylemci ve polis. İkisinin arasında bilinçaltı olarak bir fark yoktur. Eylemci dayak yer su yer gaz yer buna karşı çıldırır bağırır çağırır, o an zamanı durdursanız, deseniz ki buyur birader artık polis sensin, polisin tomasına bindirseniz jopunu verseniz, polise de sen de artık eylemciyi oynayacaksın deseniz emin olun ortaya şöyle bir tablo çıkar; Demin dayak yemeye gaz yemeye karşı çıkan, bunlar kontrolsüz güç uyguluyo diyen eylemci polis olduğunda karşısındakine misli ile karşılık verecektir. Bunun için bilenir zaten. Polis karşısındakine nasıl şiddetli vuruyosa karşısındaki güç bende olsa ben de sana o derecede şiddetli vursam der. Bu durum değişmez.
Bu hikayeye kimi örnek gösterirseniz gösterin uyacaktır. Dünün zulm göreni bugün zulm ediyor çünkü. Dün kendilerine yaşama hakkı tanınmayanlar bugün başkalarına yaşam hakkı tanımıyorlar. Dün yav yapmayın diyenler bugün yapıyorlar.
Dün bazı alanlarda ezilenler bugün eziyor başkalarını. Hem de en çok kullandıkları argümanlarla. Hak-adalet-eşitlik gibi terim anlamı olup da pratikte hiç bi anlama gelmeyen zırvalamalarla.
Dün fakir olup da ezilen kişiler bugün parayı elde edip ezmeye başlıyor ne yazıkki. Ne geldikleri yeri hatırlıyorlar, ne adalet kelimesinin içini dolduruyorlar ne başka bişey. Buna kıssas da diyemezsiniz, zira gidin sorun en çok kullandıkları kelime kıssas.
Dün bizi eziyorlardı ama, dün başörtüsü ile üniversitelere almadılar ama, dün başbakanımızı astılar ama, dün kovdular ama dün ittiler ama ama ama.
Hepsi doğru, doğru olmayan onlardan bir farklarının olmadığı. Hiç bir farkları yok emin olabilirsiniz. Dün ezildik şimdi sıra bizde ezeceğiz, e ama ezmek kötü bişey diye bağırıyodun dün? -ama onlar da bizi ezdi.
Ya bu zenginlik kötü diyodun dün? Çalmadan zengin olunmaz diyodun dün? -olsun eskiden de fakir bizdik az zengin olalım. Hem güç lazım küfür! ile savaşta, para lazım, beyni olmayan takipçi lazım..
Onlarca örnek verilebilir ancak gerek yok. Bir kavga düşünün 4 kişi 1 kişiyi dövecek, 1 kişi diyor ki ya ayıp değil mi 4 kişi 1 kişiye karşı vicdanınız yok mu, adalet yok mu falan. Sonra arkadaşları geliyor 1 kişinin 4 e karşı 10 oluyorlar. Ve deminki 4 kişiyi dövüyorlar 10 kişi ile. Gerekçeleri haklı, e onlar da fazla kişi ile bizi döveceklerdi. Eyvallah doğru bu. Ancak senin o aşağılık 4 kişiden bir farkın olmadığı da bir gerçek. Aynısınız.
Hepsi aynı, gücü ele geçirsin hepsi istisnasız aynı.
Şımarık, güç zehirlenmesi yaşayan insan güruhu.
Bu güç dengesi de dönen bir çember gibi. Bu gün siz yarın başkası. Ve bugün yaptığınız zulmun cezasını yarın bir zalim size yaşatacak. Yaşattığı zaman da karşı çıkacağım ama bunu hakettiğiniz gerçeğini değiştirmeyecek. Ve yaptıklarınızı görmeden de -Allahın sünneti budur- ölmeyeceksiniz. Geçtiğiniz dalgalarla dalga geçilecek, ettiğiniz alaylar kadar alay edilecek, yaptığınız zulüm kadar bir zalimden zulm göreceksiniz, ağlattığınız kadar ağlayacaksınız emin olabilirsiniz.
Size zulm edenler de hata edecek onlar da zalim olacak, İnsanlar zulm edecek kader ise adalet edecek.
Önceki zalim de sonraki zalim de ne acıklı iş yaptığını ahirette anlayacak. Önceki zalime körü körüne aşık olan beyinsiz de şimdiki zalime körü körüne aşık olan beyinsizle aynı haşrolacak. Karşınızdakine attığınız hakaretle kendinizi öğrenebilirsiniz – ki öylesiniz. Hiç farkınız yok dünkü zalimden.
Hepimizi tekrar Allaha iman etmeye, günde defaatle tekrar edip de yaşamadığımız sadece ona kul olacağımız yeminini yaşamaya davet ediyorum, hepimizi.
Zira hesabımız çok ağır olacak…