Şeytanla Allah’ı Karıştırdılar
Son yayınladığım yazıyı okumuşsunuzdur sanırım, okumadıysanız buraya tıklayın.
Abdurrahim Karakoç ile alakalı düşüncelerimi bilen bilir, büyük adamdı. Bir kaç şiirini daha paylaşacağım sanırım. Kendimi aradan çıkartayım sözü ona vereyim;
Bir şişman bir cılız girdi kol kola
Zina ve nikahı karıştırdılar
Damat telaşıyla çıktılar yola
Akşamla sabahı karıştırdılar.
Biri laf kaynattı, vaad pişirdi
Biri servis yaptı, çalıp aşırdı
Vade doldu, ikisi de şaşırdı
Çorapla külahı karıştırdılar.
Toy seyis karnından okladı atı
Doğu “eyvah” dedi, “oh” çekti batı
Baltayla yaptılar ameliyatı
Kasapla cerrahı karıştırdılar.
Zammı borç aldılar cüz’i harçlıktan
Garipler komaya girdi açlıktan
Ya hırstan ya histen ya kıskançlıktan
İmrenle ikrahı karıştırdılar.
Arkadan bak kuzu, önden bak zorba
Ekran hoşaf oldu, kürsüler çorba
Döküldü zerzevat, delindi torba
Yalanla essahı karıştırdılar.
Doymaz midelere takıp kancayı
Hizmete soktular yedek parçayı
Has bala kattılar sosu, salçayı
Melhemle silahı karıştırdılar.
En cavit en başa geçti oturdu
Fikri durmuş beyler batırdı
Yoldaşlar, yeğenler malı götürdü
Son ile siftahı karıştırdılar.
Bir cenah fıtratan yıkım, bozumcu
Bir cenah boşverci, nemelazımcı
Birisi Akifçi, biri Nazımcı
Diskoyla dergâhı karıştırdılar.
Her devrin mimarı olmuşlardı ya
Hani herkesten çok bilmişlerdi ya
Düzeltiriz diye gelmişlerdi ya
Kaosla ıslahı karıştırdılar.
İhtirasta, öçte uyum başladı
Zirveden tabana kıyım başladı
Gün geldi… Geriye sayım başladı
Düzlükle berzahı karıştırdılar.
Ulaştı istismar en son raddeye
İndi haramiler dağdan caddeye
Uluhiyet yüklediler maddeye
Şeytanla Allah’ı karıştırdılar.
Tur attılar uçtan uca dünyada
Beklediler kapı-baca dünyada
Dost seçelim derken koca dünyada
Çörçil’le Cinnah’ı karıştırdılar.
Abdurrahim Karakoç