Öldürmeyi Bilmiyoruz !
Söz sanatı falan yapmıyorum. Ne yazıyorsam aynen öyle. Öldürmeyi bilmiyoruz ülke olarak. Sevinmeyi, okumayı, sevmeyi, dinlemeyi bilmediğimiz gibi öldürmeyi de bilmiyoruz. Eskiden dış dünyayı da bilmezdik artık kitle iletişim araçları sayesinde dünyanın her yerini billiyoruz. Hala ayak basılmayan yeri de bulunsa oturduğumuz yerden dünyayı bildiğimizi zannediyoruz neyse.
Ulaşabileceğimiz bilgi sayesinde de kıyaslama imkanı bulabiliyoruz. En azından ben kıyaslıyorum diğer ülkeler ile kendi ülkemizi.
Şunu da söyleyim, öyle beceriksiz bi millet falan değiliz. Sürekli ülkeyi kötüleyen batı hayranı, kendini bilgili zanneden biri de değilim. Elbette iyi yönlerimiz var. Hayati eksikliklerimiz de mevcut. Lakin bunlar eksiklikten mi kaynaklanıyor yoksa farklı sebepleri mi var incelenmesi gereken bir konu.
Başlıkta gördüğünüz gibi gerçekten öldürmeyi bilmiyoruz. Yurt dışından bi kaç örnek verip sözü ülkeye bırakacağım.
Sevgililer Günü Katliamı
Al Capone yi duymuşsunuzdur. Duymadıysanız gelmiş geçmiş en büyük mafya babası olarak bilinir. İtalyan asıllıdır. Yaralı Yüz lakabı vardır. Scarface filmi de ondan esinlenerek yapılmıştır. Şu Al Pacino nun efsane oyunculuğu olduğu. İzlemediyseniz izlemeyin. Bi çırpıda bi sürü bilgi geliyor aklımda odaklanayım.
İrlandalı bi mafya daha var o zamanda ve abd nin 2. büyük mafyası. İtalyanlar ile İrlandalıların çekişmesi.
Konumuzla alakalı kısma geliyorum. 14 Şubatta İrlandalı 8-10 kişiyi polis kılığında çeviriyorlar. Tc kimlik nolarına bakacağız diye kandırıp duvara diziyorlar. Elleri kaldırın arama yapacaz deyu hepsini vuruyorlar arkadan.
1 kişi kurtuluyo o da ben vurulmadım diyo. 14 tane kurşun çıkartıyorlar vücudundan halbuki. Nasıl bi korkuysa artık.
Olayın sırrı hala çözülmüş değil. İhtimaller şöyle:
- Gerçek polisler vurdu. (önceki hafta bir polis çocuğu o mevkide öldürülmüştü onun intikamıdır kesin)
- Al Capone vurdurdu. Sahte kıyafetler giydirip adamlarına. En çok konuşulan ihtimal bu.
- Al Capone gerçek polisleri tutarak onlara yaptırdı bu katliamı.
Aradan kaç yıl geçmiş hala aydınlanamamış. Cinayet böyle olur işte. Al Capone dünyanın en ünlü mafya babası olmasının yanında hiç bir suçtan hüküm giymemiştir. Vergi ile alakalı bi açığını bulup içeri atmışlardır. Dokunulmazlar mıydı neydi bi filmde onu anlatır. Sanırım robert de niro oynuyodu Al Capone yi. Ayrıca bu bilgileri nette falan bulamazsınız iyi okuyun.
Albert De Salvo
Yine Abd den geliyor. Boston katili diye de anılır. Sadece kadınları öldürüyor. Nasıl öldürdüğünü yazmayacağım : ) Neden kadınlar o da ilginç tabi. Neyse Evde biriktiriyo öldürdüklerini. Hırsızlıktan hapse düşüyo. Sonra işte vicdan mı yaptıysa artık diyo ki gidin eve bakın durum böyle böyle..
Bunlar örnek katliamlar. Filmlerdeki (genellikle hollywood) olayları bilirsiniz. Polisiyenin dibine vururlar artık. Bir sürü dizi bu tarz cinayeti ve o cinayeti açığa çıkarmak isteyen enteresan kahramanları anlatır.
Çok uzatmayacağım örnekleri gayet ortada adamların. Bizde nası oluyo işler:
Pompalı tüfekle kaynanasını bilmem nesini vurdu sonra da kendini öldürdü. Genelde hep bu eksendedir bizde olaylar. En fazla vurur vurur milleti, sonra kaçar, iki saat sonda da karakola teslim olur.
Ulan az kaçaydın be. Çoluğunu çocuğunu öldürmeyi biliyon ama. Hiç dedektif yoktur bizde bu yüzden. Olsa neyi açığa çıkaracak ki.
“Heee vurmuş sonra da kendini öldürmüş”. En iyisi bunu bulur işte. Vurdi Vurdi Vuruldi diye türkü boşuna mı çıktı sanıyosunuz.
Yok yani bizde işlemez o dalgalar. Katil ne ki cinayet masası ne olsun. Bizde işler basit yürür. Düğün günü olur mesela genelde cinayetler. Havaya sıkacakken tutukluk yapan tüfek… Hatırladınız demi senaryoyu. Geçen bi manyak damatı vurmuştu. Ula vuruyon bari kaynanalardan birini vur damat vurulur mu.
Ya da maç falan kazanırız, şampiyon oluruz o zaman cinayet çıkar.
Sokağa inen cinayetimiz de şöyledir: Tinerci elinde poşet 5 lira ister. Verirsen kurtulursun vermessen bıçaklar, bu!
Ya da cinnet geçirir işte herkesi ve son kendini vurur, temiz iş.
Gizem varmı yok
Sır var mı yok
Seri katillik var mı yok
O zaman dedektif de yok Sherlock Holmes de yok hikaye de yok film de yok.
Aman olmasın cinayetler en nihayetinde. Ama ölüm oranları seri katillerin cirit attığı ülkelerden daha çok. Sıkıntı burda. Yine ölüyo insanlar, hatta daha çok ölüyo. Kalitesiz ölüyo, yaşadığı gibi aynı.
Trafikte ölüyo, terör ile ölüyo, tinerci öldürüyo vs. Çözmemiz gereken gizli sırlarımız yok ama çok hayati konularımız var. Trafik ve terör gibi. O kadar açık diye mi sorun çözülmüyo bilemiyorum artık…
Ölmesin de demeyecem Şirke Giriş I dersine dönmesin yazı. Öleceğiz en nihayetinde ölüm hak. ama işte olaylar sıkıntı. Neyse anladınız umarım.
Dipnot 1: Cinayete özenmeyin. Karakolda bi gece bile geçirmeden seri katilliğe özenmeyin. Mutlu mutlu, kardeş kardeş, şırıl şırıl yaşayın. (Konuya eklediğim resimler ile cinayet konusundan uzaklaşıp mutlu olmanızı amaçladım : P )
Dipnot 2: Sevdiğim blogçu kardeşim burda yazdığım Hatay Hatıratı konusunun başına atıfla bana bi mektup yazmış. Mutlu oldum sevindim. En kısa zamanda iade-yi mektup yazacağım. Mektuplaşma öldü belki ama bloglarda bunu sürdürebiliriz belki. Konu şudur efendim buyrun: Aziz Blogger
Õyle bir yalan sõyle ki gõzümün icine bak ( al capone)