Nerde Eski Kahvaltılar
Nerde eski ramazanlar sözünü çok umursayan biri değilim. Eskiden şöyleydi böyleydi diye ömrünü tüketen biri de değilim. Elbette güzel zamanlar vardır. Ama değişiyor herşey. Ayak uydurmak gerektiğine inanıyorum ayak diretmek değil.
Bu ayak uydurmak geçmişi yâd etmemizi engellemez herhalde. Etmemeli de. Bazı şeylerin çokça hatırlanması gerektiğine inanıyorum. Mazi de onlardan biri. Ölüm gibi..
Neyse spesifik konuşalım çok fazla uçmadan.
Eskiden çok sıcak kahvaltılarım olurdu. Sobadan mıdır bilemem sıcaklık da : ) garip bi güzellik geliyor. Kahvaltı dediğim de bişey yoktu he. Fakirlik vardı aşırı derecede. Sobayı yakardık sabah. Yarım ekmeği ortadan kesip üzerine koydukmu tamamdır. Tereyağı olmazdı genelde. bildiğin sana yağı. sana yağı da selpak gibi markalaşmış. Neyse işte onu sürersin kızardı mı üzerine. bıçakla da ince bi şerit halinde peyniri keser arasına koyarsın. İkiye de katladın mı tadından yenmez o. Çok kızartıp (unutup da) yakınca da annem bıçakla yanmış yerleri sıyırırdı.
Kahvaltıda hatırladığım çok da bişey yoktu dedim ya. peynir, zeytin bi de domates olurdu hatırladığım kadarıyla. Şimdi 40 çeşit
kahvaltılık var koyup da yiyecek hâl yok.
Para bulduğumda en hoşuma giden şey salamdı. O zaman böyle para ile kestirirdin bakkalda. Market falan yok tabi. 25 kuruş falan buldummu giderdim direk salam almaya. jelatin gibi şeye kesip verirdi. 10 dilim falan gelirdi heralde öyle hatırlıyorum.
O bayat ekmekle gitmez işte. ona taze ekmek olacak çıtır çıtır. kesip içine koyacan tamamdır.
Şimdi üzerine para verseniz yemem salam falan. O zaman ne tatlı gelirdi.
Parayı genelde namaza giderek kazanırdım. Dayım para verirdi onunla namaza gittiğimde. O yaşlarda alıştırmıştı beni. Tahminim 6-9 yaşları arasındaydım. Parayı bulunca ya çubuk krakere ya da salama yatırım yapardım. Ölü yatırım ama : ) bitince bitiyo para da.
Neyse bi defterimiz vardı. bakkaldan veresiye aldığımız. Ay sonunda toplardı bakkal fiyatı. Ben görevliydim genelde evin en küçüğü olduğumdan. Eve getirince bi de ev ahalisi toplardı parayı. Genelde aynı çıkar teyit amaçlı. İlginç günlerdi.
Sonra pazar günleri kahvaltı biraz farklı olurdu. Şimdi tüm bireyler ayrıldı bakıyorum da. Ablam abim annem babam… ben…
Eskiden uyandığında herkesi görürdün evde. Pazar günü abim benim yanıma gelirdi. Babama gidip para almam için ikna etmemi tembihlerdi : ) Para da sucuk parası he. her hafta koparırdım parayı. en küçük bendim sonuçta. o kadar da nazım çekilirdi. bi koşu kangalı alır gelirdim eve. sucuklu yumurta yapılırdı. Elle yiyecen onu tabi. o zaman modernite yok bizim evde. Sofraya oturduğun yer her zaman stratejik olmalıydı. Yoksa aç kalkabilirsin. 4 kardeş 2 ebeveyn 6 kişiyiz sonuçta. Ortaya tava konduğunda oturduğun mevkinin değeri anlaşılırdı. Sucukların çok olduğu yan senin tarafsa ne güzel. değilse yandın. tavanın sapından çaktırmadan tutup kendi avantajına getirmen lazım maçı. O da yer mi . 4 tane azılı kardeş.
Yani önüne geldi geldi. gelmedi az sucuk yerdin.
Tavadakiler bitince iş de bitmiş sayılırdı. peynire zeytine yoğunlaşamazsın. Üzerinde dudağından gelen yağlanmış çay bardağını alır bi kenara çökersin. sobanın arkasındaki minder vip gibi bi yerdi. oraya sızarsan ne âlâ.
Öyleydi kahvaltı dalgası..
Şimdi yalnızım. Tüm kardeşlerim ayrı bi yerde. Hepsinin ayrı bi derdi-sevinci.. Benimki ayrı..
Şimdiki kahvaltı biraz yavan. Her sabah 7:12 ile 7:14 arasında karşıya simit getirir fırıncı. Geçen gün 7:10 da geldi şaşırdım. Eski getiren kişi değildi hee tmm o zaman dedim. Ben perdenin kenarından gözetlerim her sabah geldi mi geliyo mu diye.
2 simit bi çay. Çayı yapmaya üşenirsem bi ayran alırım.
Ne sucuk çekiyo canım ne salam. Kardeşlerimi çekiyo bazen : ( Yatınca hayal kuruyorum öyle biraraya geliyoruz. Hayalimde çok param olmuş. Uzaklarda bi yerde ev almışım 3-4 katlı. Her katında ailem var. kardeşlerim.. Yemekler yine hep birlikte yenen bi ev.
Tek birlikteliğimiz öyle bu aralar. özledimmi hayalini kuruyorum herkesin.
Sonra geçiyo…
Neyse bitirelim artık. Öyle işte kahvaltı falan. Uzun zamandır bu kadar ağlatan yazı olmamıştı beni. Bi yandan yazıp bi yandan ağlamak çok baş ağrıtıyo. bi çay koyayım da dumanından hayal kurar mutlu olurum belki.
iyi ömürler..
Başlık kahvaltıyla ilgili ama yazı insanı alıyor götürüyor başka yerlere…bazen ağlamak da gerek,baş ağrısı yapar da; baş ağrısı da geçer,ağladığını da unutursun…
senin kendine bir gözükmen lazım hacıt. bastırılmış duygu var sende. aramak istiyorsun arayamıyorsun sanırım, ne oldu anlat hadi
mantıklı aslında he tebrikler. ben kendime bi bakıyım
herzaman böyle mantıklı olmayabilirim, yararlan benden
Tam bi şapşiksin biliyosun demi :SsSs