Kadın-Erkek Atfetmeleri
Çok garip bir konudur. Üzerinde ciddi çalışmalar gerektiren bir konudur. Kültüre ve sosyoekonomik düzeye göre değişkenlikler gösterebilir. Aynı zamanda biraz da komik bir konudur tabii ki. Yıllar evvel bununla alakalı bir çok yazı yazmıştım ihtimal dahilinde olan kitabıma. Sonra kaldı öyle. Bugün bu konuyu yeniden hortlatalım dedim.
Başlayalım isterseniz.
Kültürümüzde kadın erkeğe göre daha aşağılarda yer almıştır. Şöyle ki;
Erkek fatma dediğinizde birine (deyimleşmiştir artık) elinden her iş gelen, erkek gibi, tuttuğunu koparan vs anlamları hatıra gelir. Ama kız ahmet falan deseniz bir erkeğe onu eksiklik yönü ile aşağılamış olursunuz.
Yani bir kadına erkek sıfat yüceltme, erkeğe kadın sıfat ise alçaltma eylemi olarak oturmuştur kültürümüze.
İlginçtir ama çok feminen geçinen kişiler bile çoğu lafında buna benzer şeyleri kullanmakta ama farkına varmamaktadır.
Başka bir örneğe geçelim.
Kadın uzun saçlıdır erkek kısa. Arada bi bölüm olsa bile genel olarak hatıra gelen bu şekildedir. Bu karakteristik bir özelliktir. Ama uzun saç ile alakalı ;
-Saçı uzun aklı kısa.
Olayı yerleşmiştir, fakat erkekte kellik ise;
-Maden olan arazide ot bitmez.
Şeklinde bize yansımaktadır. Ataerkil bir toplumun karakteristik özelliğidir ve olumlu olan uzun saçı aşağılama, olumsuz durum olan saç dökülmesini ise yüceltme şeklinde bize yansımıştır.
Buna Alfred Adler’in “Aşağılık kompleksine bağlı üstünlük çabası” da diyebiliriz. Bir nebze kadının ezilmesine bağlı bu güç gösterisini bile buna bağlayabiliriz. Çok ayrıntılı bir konu çok içine girmeyelim.
Toplu taşıma araçlarında bayanlara yer verilir. Bu yine kültürümüzün bize dikte ettiği birşeydir. Yaşlı bir erkek bile daha genç ve sağlıklı olan bir bayana yer verir. Tabi işin içinde cinsel arzular vs olabilir ama onun dışında genel bir durumdur.
Kadınlar da bu konuda beklenti halindedirler. Yani nasıl bana yer verilmez mantığındadırlar.
Halbuki kadın-erkek eşitliğini savunan yine kendileridir.
Yani kadın-erkek eşitse neden ben sana yer veriyorum ki?
Geçelim
Yine genel anlamdaki bu eksiklik düşüncesine bağlı garip bi üstünlük çabası vardır. Kadınlar günü…
Erkekler günü yoktur. Anneler günü ya da yeni çıktı, kadınlar günü vardır.
Sebebi ise bak biz bunları 364 gün eziyoruz bi gün de iki hediye ile gönüllerini alalım ki çok sesleri çıkmasın mantığıdır.
Ben eğer kadın ya da anne olsam 1 gün kutlanacak bi insan olmadığımı ve 364 gün saygı duyulması gereken bi insan olduğumu çevreme hissettirirdim.
Halbuki şimdilerde bakıyosunuz kadınlara, kutlamadılar diye üzülüyo. Sebep ne neden ne bilmiyo çok fazla.
Geçiyoruz
Yine kültürümüzün atfettiği şeylerden biri kız kısmısı .
Eskiden daha çok görülürdü bu. Şimdilerde bakıyorum o kadar yok. Kadınların iş hayatına girmesi ve öğrenim hayatında olması ile biraz azalmışa benziyor.
Eskiden bu şekilde değildi. Kız kısmısı değil misin senin konuşmaya hakkın yok derlerdi.
Bunun yanında ise erkek çocuğunun akılalmaz bir üstünlüğü vardır.
Karşı cinsle konuşmak ayıpsa günahsa;
Kız konuştuğu zaman namussuz olur
Erkek konuştuğu zaman aslan oğlum benim olur.
Misafir Geldiğinde…
Bir konu da misafir geldiğinde ortaya çıkar. Misafir geldiğinde eve kız çocuğu gidip mutfakta çalışır, çay taşır getir götür işlerini yapar… Misafirliğe gelen kişinin de hele bi erkek çocuğu varsa çok fazla göz önüne çıkamaz.
Erkek çocuğunda ise durum çok farklıdır.
Baba erkek çocuğu ile övünür. Biraz da yaşı küçükse;
-“Hadi oğlum amcalara pipini göster” vaziyeti belirir.
Kız çocuğunda böyle bir durumu aklından dahi geçirmek büyük suçtur.
Yine buna benzer bir durum, misafir geldiğinde baba oğluna der ki
“Hadi amcalara bi küfür et” “Hadi şöyle de böyle de” diye zorlar. Küfür ettimi çocuk erkekler gülüşür eğlenir.
Kız konusunda öyle değildir. Bırakın zorla küfür ettirmeyi yanlışlıkla ağzından çıkacak argo sözcük bile büyük tepkilere yol açabilir.
Dipnot: Şimdilik burada bitirelim. Uzun bir konu. Devamını yazacağım…