Boş Konuşma

Fiyakalı Kaybedenler

05:10

Geçti zaman böyle..

Beynimin içinde kabak kemane çalınıyor, Sabahat Akkiraz ve İzzet Altınmeşe düet yapıyor.

Mezar taşına bir çentik daha attık sayılır. Eksik kalacak binlerce hayalin gömülü olduğu mezarın taşına. Neler dolu kim bilir o mezarda? Allah.

Hayırlısı demeyi zikir haline getirmişlerdeniz. Dilimizden eksik olmuyor çok şükür.

Işınlanmayı da bi türlü bulamadılar gereksizler. Uzaya araba göndereceğinize işe yarar bişey yapsanız şaşardık. Gerçi gözleri kapayınca ve bu kadar yoğun düşününce ben oraya gidecek gibi oluyorum arada. Bakarsınız ışınlanmayı ben bulurum ama formülünü söylemem size.

Her uyuyup uyandığımızda mezarımıza bir adım daha atıyor olmamız ne ilginç değil mi? Arada gülüyoruz, ağlıyoruz, seviyoruz, seviyoruz, seviyoruz, uyuyoruz, uyanıyoruz, bi adım daha. Sonra bi daha yapıyoruz. Yemek yiyoruz, çay içiyoruz bi adım daha. Bi adım daha. Sonra bu düzenli hareketlerimizin birisinin arasında mezara düşüyoruz. Ölüm böyle bişey işte. Sonra gömüyorlar bizi. Sevdiğimiz sevmediğimiz bir takım kişiler başımıza gelip cenazemize katılıyor. Bazısı erken gidiyor bazısı da biraz daha geç. Ancak hepsi gidiyor. Sahibi öldüğü için mezarlıkta yatan köpeğin haberini görünce hep gözümden yaş gelir. Bizim mezarımızda kimse yatmayacak emin olun. Sonra bir süre ağlayacak bazısı gene. Sonra unutacak. Sonra hatırlayıp gene ağlayacak. En son o da unutacak ve bir adım daha. O da düşecek o gün gelince.

Ne güzel döngü değil mi? Hem kimse ölmese su yetmezmiş dünyada. Hava kirliliği falan da var bunun.

Bakalım toprak doyuracak mı gerçekten gözümüzü! Hiç bir şeyin doyurmadığı gözümüzü.

İnsanlar toprağın üstündeki farklı gereçler için savaş yapıyorlar. Hayal kuruyorlar falan. Bazısı hayallerine kavuştuğunu bile zannedebiliyor. Sonra bir adım daha. Eller ilerde yavaş yavaş yürüyen zombiler gibiyiz genelde. Mezara doğru gidiyoruz.

10  yıl krediye giren var mesela ev alacağım diye. Kağıtları imzalarken ölümsüz olduğuna inanıyor olmalı.

Kahrolası insan ne nankör şey! (abese 17)

Kar da yağmadı pek bu kış. Mikroplar ölürdü ne güzel.

Kafiyesiz bir şiir gibi hayatlarımız var. Hani diyor ya hayatım bir film olsa izlerken uyuyakalırdım ya da yarısında çıkardım diye o gibi aynı. Sonra malumunuz bir adım daha.

Ben de mezar taşıma belki uykum eskisinden de ağır yazdırırım.

Gerçekten de bir insan acıdan delirdiğinde, diğerleri onun acısını değil, deliliğini görür.

Aşk dedikleri şey de kimin kollarında ölmek istediğini seçmek gibi bişey. Son adımda elinden tutar bakarsın. Ne kadar tutsa da düşecek olmanın verdiği hüzünle kapayayım yazıyı.

05:48

Mezar taşına bir çentik daha.

 

Daha Fazla Göster

Samanpan

Dünyanın en güzel şehrinde doğup dünyanın en dandik başkentinde hayatını devam ettirmekte. Psikoloji İle uğraşmakta olup saçmalamak için bu siteyi kullanmakta. Tanısanız çok sevmezsiniz.

İlgili Makaleler

2 Yorum

  1. Zaman hayallerimizi almış da rüzgar misali kaçıyor gidiyor. Lakin onu kovalayan da hep biz oluyoruz ah’larla,vah’larla. Bu insanın hayali bitmez de ömrü biter. Hırs ise alarm misali uyandırır dürter her sabah ‘DAHA’ diye. Ve yine geçti boşa bir gün…Halbuki neydi derdimiz ki beyne baltalar vurduk kara bir elmas uğruna. Değer mi??? Çok teşekkürler yazınız için. Yazılarınızın devamını bekliyoruz…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu