Eşkıya Dünyanın Hükümdarı Oldu
Katrandan kara geceler. Kan uykusuna yatmış binlerce yaratık. Elleri kan gönülleri kara, kapkara. Düşman çetin dost vefasız. Kimsenin kazanamayacağı savaşlarla geçen ömürler. Yanılmışlar, talihsizler…
Çocukların kanları sıcak, anaların göz yaşları ile karışık. El uzatan yok, gözden ırak gönülden kırık. Konuşanlar ise kendi üzerindeki vebalin hafifleyeceği umudu ile hayatlarını adadıkları, bir an bile ayrılamadıkları sosyal mecralarında etiket* geliştirmekte. Trend topic! yaparak moskof keferesine ders bildirmekte!
Benim gibi şom ağızlılar dayanamayıp bloglarında bir şeylere karşı çıktıklarını sanmakta.
Eşkıya dünyanın hükümdarı olmuş belki bir asırdır. Son atlı gitti gideli belki, belki delikli demir icat oldu olalı.
İçime akan gözyaşı niyetine
Patlayacak gibi olan göğüsümün
Allah peygamberinin ümmetini münafıklardan temizlemesinin dileğiyle
Saf, bembeyaz, tertemiz, tüm güzel sıfatların sahibi el kadar bebeklerin hatırına
Kahrolası sınırlar sadece haritalara değil vurdumduymaz gönüllerin içinde de çizilmiş.
Ellerim kaldı belki on dakka boşlukta, diyecek lafım kalmadı.
Bir gece başladı yıldızsız, aysız;
Ne horozlar öttü, ne sabah oldu…
Kibritler ıslaktır, çakmağım yağsız
Dar odam ebedî ışıksız kaldı.Bir zaman karnımı doyuran toprak
Üstüme gölgelik, altıma yatak.
Hiç ümit etmezken olacağa bak;
Nihayet ağzıma, gözüme doldu.Ve işte dünyada en son arkadaş
Başımın ucunda dikili bir taş.
Bitti, doğduğum gün başlayan savaş,
Kâinat benimle beraber öldü…
Hiç bir şey yapmıyoruz ama neden!!
:(