Biz Büyüdük Ve Kirlendi Dünya
Böyle midir acaba yoksa kirlenen dünya değilde biz miyiz. Bence dünya kirlenmedi biz kirlendik. Ve temizlenme adına da ne gücümüz var ne isteğimiz. Ama dünya kirlenmemekle birlikte bizi temizlemek le de meşgul. ölünce insan ondan dolayı gömerler toprağa ve temizler pisliğini dünya !
Nasıl bu hali aldık ?
Nerde hata yaptık ?
Sorgulamamız gereken o kadar çok şey var ki. bitmeyecek bir sorgulama sonlanamayacak bir hayat için.
Ama başımız her sıkıştığında işin rengi biraz daha farklı oluyor. ya şeytanda buluyoruz suçu ya dünyada ya başkasında.
Demedikki hatalıyız! sorun burdan kaynaklanmakta halbuki. ama hayatın da anlamı bu değil mi?
Sana süründüre süründüre, çektire çektire, tabir-i diğerle burnunu sürte sürte hatalı olduğunu öğretir.
Öğretir ya !
Ama sorun şu ki o bize hatalarımızı öğrettiğinde biz o hataları düzeltebilecek durumda olur muyuz ?
İşte tek soru bu. O gün geldiğinde ben o gücü bulabilecek miyim .
Biliyorum herşey yoluna girecek tmm da girdiğinde herşey yoluna ben ayakta kalabilecek miyim ?
Ummaya devam edelim mi :(
Edelim… Edeyim…
Bir şiirden daha fazlası. belki sorun burdan kaynaklanıyodur kim bilir ?
Buyrun:
Günahıma girmeden, katilim olmadan git!
Git de şen şakrak geçen günlerine gün ekle,
Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle.
Git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar,
Git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar.
Mademki benli hayat sana kafes kadar dar,
Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar.
Hadi git, benden sana dilediğince izin,
Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin.
Kahrımın nedenini söylesem irkilirler;
Çünkü herkes beni Kays, seni Leyla bilirler.
Sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın;
Oysaki hep yedekte, hep elde var saymıştın.
Hadi git, ne bir adres, ne bir hatıra bırak,
Zannetme ki, pişmanlık, mutluluk kadar ırak!
Sanma ki fasl-ı bahar geldiğim gibi gitmez,
Sanma ki hüsranını görmeye ömrüm yetmez.
Her darbene tahammül edecektir bedenim,
Gururum mani olur perişanıma benim.
Yari Ferhat olanın ellerle ülfeti ne?
Şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine.
Henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka,
Sana gül bahçesini kim açar benden başka!
Hercai arılara meyhanedir çiçekler,
Kim bilir şerefinden kaç kadeh içecekler!
Mademki aşk tablosunun takdirinden acizsin,
Git de çağdaş ressamlar modern resimler çizsin.
Ne vedaya gerek var, ne de mektuba hacet,
Git de Allah aşkına bir selama muhtaç et!
Güllere de aşk olsun gene sen kokacaksan!
Fallara da aşk olsun gene sen çıkacaksan!
Kopsun nerden inceyse artık bu bağ, bu düğüm!
Her gece daha berbat, daha vahim gördüğüm.
Korkulu düşlerimi yorumdan kaçırıyorum;
Sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum!
Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git! …