Az Şey İstemek = Mutlu Olmak
Yüzyıllardır üzerinde düşünülen, felsefik bakış açıları geliştirilen ve tartışılan yegane konulardan biridir mutluluk. Birçok kişi hayatını mutlu olmaya adamıştır. Mutluluğun tanımı yapılmaz diye düşünüyorum. Herkese göre farklı anlamlara geldiğinden dolayı. Ama Türk Dil Kurumumuz yapmış bir tanım, diyor ki :
Mutluluk: “Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, mut , ongunluk, kut, saadet, bahtiyarlık, saadetlilik”
Benim amacım bu tanıma takılmak değil farklı bi noktaya getirmek olayı. Tabii ki getirmeden önce mutluluk ile alakalı bi kaç şey söylemek gerekiyor. Bazıları için mekandır mutluluk. Sevdikleri yerde olduklarında mutlu olurlar. Bazıları için kişilerdir. Sevdikleri kişiler ile olduklarında mutludurlar. Bazıları için para,makam-mevkii, ev,araba vs vs….
Hep mutluluğu bişeye atfetmişizdir mutlaka. deriz ki “o olmazsa mutlu olamam”. “o” nun yerine istediğinizi koyun.
Hep birşey elde etmekle alakalıdır hayallerimiz. Demin dedim ya; kişiyi elde etmek, mekanda bulunmak vs.
Güncel hayatta ise artık bunlarla yetinebileceğimizi sanmıyorum ben. Çünkü insan yaradılıştan ötürü hiç bir zaman tatmin olacak gibi durmuyor. En azından geçici şeylerden mutlu olacak gibi durmuyor. Yani dünyayı ona verseniz 70-80 yılda ömrü biteceği için mutlu olamaz. Dünyayı verdikten sonra da sonsuz bir ömür ister. İnsan hep sonsuzluğu aramaktadır.
Bilirsiniz hep anlatılmıştır. İşte bir avrupa ülkesinde bir genç bütün mutlulukları tattıktan sonra, yaşamadığım hiç bir zevk kalmadı diyerek intihat etmiş, ölümün nasıl bir zevk olduğunu denemek istemiştir.
Bizdeki bu mutluluk hevesi hiç bitmez. Sonsuzu ister…
Peki bu sonsuz olmayan dünyada nasıl mutlu olacağız ?
En kritik sorulardan biri bu hayattaki. Ya sizin hayatınızı enfes bir şekilde geçirtir ya da zehir eder bu sorunun cevabı.
Herkes kendine göre bir sonuç bulabilir bu noktada. Benim bulduğum şey “AZ ŞEY İSTEMEK“
Her şartta mutluluğu elde etmenizi sağlayacaktır bu anahtar. Beklentiyi azaltmak çok önemlidir. Kısa bir mantıksal çıkarım yapalım birlikte.
Diyelim bir iş yaptınız. sonucunda ne geleceğini bilmiyorsunuz. 2 adam düşünün biri az şey isteyen diğeri çok beklentileri olan.
Az beklentili bu iş karşılığında 5 lira olsa ne güzel olur dediğini düşünün.
Çok beklentili ise bu iş karşılığında 1000 lira olsa muhteşem olur dediğini varsayın.
Şimdi iki farklı sonuç düşünelim. 1. sonuçta bu iş karşılığında 10 lira verildiğini düşünün.
5 lira isteyen süper mutlu olur çünkü isteklerinin 2 katını elde etti. 1000 lira isteyen yerin dibine girer hayal kırıklığından.
2. sonuçta da 1000 lira verilsin. 1000 lira bekleyen mutlu olur sadece onu bekliyordu çünkü. peki 5 lira bekleyen 1000 kazanınca havalara uçmaz mı ????
Olayı başa saralım. 2 kişi vardı ve sadece düşünceleri vardı. Ve o beklentileri sonucu hiçbir şekilde değiştirmeyecekti.
Hayatta böyledir. Neden herşeyden 1000 bekliyoruz ki ?
Düşüncelerimize kısa bir balans ayarı yaptığımızda hayattan daha fazla mutluluk alacağız.
Düşüncelerinizle Oynayın !
Ben kişisel gelişim kitabı okumam. sevmem de. Uçacaksınız kaçacaksınız da demiyorum kimseye. Sadece olaylara bakarken beklentinizi en aza indirin ve mutlu olun diyorum.
Bunun için hiçbirşeye de ihtiyacınız yok. Sadece düşüncelerinizle oynayacaksınız biraz o kadar.
İkili ilişkilerde de büyük bir sorundur beklenti.
Birçok kişi boşanmak için geliyordu bana. Sürekli anlaşamadığını ve sebeblerini söylüyordu. Sebebi yine beklentileriydi.
Kadın kocası için diyor ki :” o benim mutluluk kaynağım”
E siz bütün mutluluğunuzun kaynağını 1 insana atfederseniz, o kişi ufacık bişey yapsa ya da yapması gereken bişeyi yapmasa mutsuz olursunuz. Eşinizden ne bekliyorsunuz ki ? Sizi dünyanın en mutlu insanı yapmasını mı ? Peki o da sizden aynı şeyi bekliyor ve üzülüyorsa ?
Dünya çok garip bir yer. Mutlu olmak da olmamak da cidden bizim ellerimizde.
Mutlu insana da sorsanız size onlarca mutlu olmak için sebep sayar.
Mutsuz olan insana da sorsanız mutsuz olması için yüzlerce sebep sayar.
Hayatımızda ikisi de gayet mevcut. Mutlu olmak için onlarca sebep de mutsuz olmak için sebepler de.
Sadece yapmamız gereken bu sebepleri ayıklayıp mutluluk verici sebepleri elimize almak.
Durum bundan ibaret. Mutlu olmak zor değil
Az Şey İstemek = Mutlu Olmak
İnsan işte, hep daha fazlasını ister durur ömrü boyunca. Zaten bu değil midir imtihanı insanoğlunun. Nefse galebe gelebilmek için değil midir kendimizle olan kavgamız, kargaşamız… Hesabını verebileceğimiz kadarını isteyip, o kadarına razı olanlardan olalım inş.
İnşallah
Mutluluk…aslında mutsuzlukla başlamak yazıya daha anlamlı olacak benim için.mutsuzluk insanın elde ettiği toplamlar bir bakıma.zamanla değişen hayata katılan tecrübelerin getirileri.doğru ya da yanlış olmamalı hayatta her şey insanın tercihleri.mutlu olmak mutsuz olmak…ama en tehlikelisi alışmak.bence beklenti kadar birşeye alışmak ta mutsuzluğa neden oluyor.ve zamanla mutsuzum dediğimiz zamanlarda aslında şu günden çok daha mutlu olduğumuzun farkına varmak.demekki sonu yok mutsuzluk bir çığ gibi büyür işte olmasından korktuğum tek şey buna da alışmak birine alışmak gibi…ikiside hayatımızdan gidince aynı etkiyi yapabilir…
Haklısın söylediklerinde.
ben de kişisel gelişim kitabı okumam sevmem de.yersiz gaza getiriyolar.en iyi yaşandığında anlaşılacak bişeyin tarifini yapıyolar formül veriyolar yavan kalıyo.belki adam mutsuzluktan ölüyoken yazıyodu bu kitabı diye düşünüyorum hevesim kaçıyo hemen.ciddiyet,inandırıcılık kalmıyo…sizin gibiler.siz de kendinizce vermişsiniz tüyoyu ama şuan mutsuzluktan halden hale girdiğinizi tahmin edebiliyorum.ne o kitaplar ne istekleri azaltamak mutluğu küçük şeylerde aramak ne sizn yazınız ne muhammed bozdağ ne de çikolata…ne beni ne sizi ne onu bunlar mutlu falan etmiyo.aramadık mı aradık.çok aradık kovaladık mutluluğu ama bana şeyi andırıyo.küçükken gökkuşağını yakalayacağını sanıp koşturursun ya havanı alırsın hani.öyle bişey.ama sanki mutluluk kaymaklı bi tatlının damakta bırakacağı tat gibi.ya da değil de benim canım tatlı istedi.yesem şimdi mutlu bile olurum belki.neyse,mutlu olmanız dileğiyle(hakediyosanız tabi)…sevgiler…
Az şey istemek konusu gerçekten önemli tebrikler…