Büyüdükçe Küçülmek
Merhaba sayın insan. Umarım iyisindir. İyi olmanı yüce allahtan dilerim. Beni soracak olursan…
Bugün konumuz büyürken benzediğimiz ebeveynlerimiz. Konu ile alakalı bir mim gerçekleşmiş, adım geçmiş ve iftiralar atılmıştır.
“MİM’lerime yine cevap yazmayacak olan, zaten bloguna da yazı girmeyen samanpan‘a”
İnsan nasıl böyle bir iftira atabilir anlayamıyorum. Ben bloguma yazı girmiyor muyum? Girmiyorsam bu girdiğim ne? Neyse şaka bi yana konuya dönelim.
Siz de içinizden annenize mi babanıza mı benzediğinizi, hangi yönlerin benzediğini falan düşünebilirsiniz okumadan önce.
Ben düşünüyorum ama pek bişey çıkartamıyorum gibi. Babama biraz çabuk sinirlenme konusunda benziyor olabilirim. Aksine az konuşurum. Sevdiğimiz yemekler konusunda da bir takım benzerlikler görülebilir.
Anneme ise daha çok benziyorum sanırım. Daha yakın bir ilişkiden midir bilmiyorum. Duygusal yönüm ordan geliyor olabilir.
İçecekler konusunda babama benziyorum sanırım.
Takım tutma konusunda da babama benziyorum. O da ilerleyen yaşına rağmen acaip bir fenerbahçe tutkunu. Ben de ne kadar değişsem de değişmeyen şey fenerbahçe. Küçük zamanlarımın hatırladığım en önemli hatıraları da bu konu ile alakalı. Kadıköyde doğup büyümekten mi babadan mı kalma bilmiyorum ama garip bir bağlılık. Eskiden maçları trt verdiği zamanlar evde maç izler yenildiğimiz zaman ses çıkmazdı uzun süre kimseden. Ev yas havasına bürünürdü. Çok zaman geçti aradan hala yenilince aynı havayı hissedebilirsiniz. Annem ise bize inat rakip takımları tuttuğunu ifade eder ama bu konularla bi alakası yoktur diyebiliriz.
Bunların dışında kendinden konuşmayı pek sevmeyen, kısmen içe kapanık olan bir kişiliğim olabilir. Bu tarz konularda çok konuşmaktan rahatsız bile oluyor olabilirim.
Olsun. Bu yazı bile hakkımdaki iftiralara cevap niteliğindedir. Yeni yazılarda buluşacağız.
Elbet bir gün buluşacağız, bu böyle yarım kalmayacak…