Ben Varlığımdan Geçmişem…
Soğuk bir kış gecesi diye başlamayacağım korkmayın. Edebi bir eser gibi yazamıyorum da zaten. Uğraşmıyorum da ayrıca. Kabiliyetim var mı onu bile bilmiyorum. Ama kabiliyeti olan insanlar olduğunu biliyorum en azından.
Bugün aslında başka bir konu hakkında yazacaktım. Dünden beri kafamda tasarladım tasarladım. Akşam bilgisayarın başına oturdum. Bi baktım ki aynı konuyu sevdiğim bir blogdaki şahsiyet yazmış. Üzülmedim dersem yalan olur. Sonra başka bir konu vardı aklımda, onu yazayım dedim. Yazdım yazdım yarıda bıraktım. Okumaya hazır değilsiniz :P yoksa ben yazardım da.
Neyse artık. Hayırlısı bu yazıyaymış. Bu yazı 3 asır evvel gelmiş ve bir çok alanda eserler bırakmış biri ile alakalı. Daha doğrusu bir şiiri ile alakalı.
Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz.
İsminden anlaşılacağı üzere Erzurumda dünyaya gelmiştir kendisi. Astronomi, fizik, psikoloji, sosyoloji, ve din gibi alanlarda bir çok eser bırakmıştır. Marifetname en önemli eserlerinden biridir. Astronomi falan yazdım da öyle havadan civadan bi ilgi değil. İlk güneş sistemi malum eserde geçer mesela. Ama siz güneş dünyanın etrafında dönüyor diyen Kopernik’i adam yerine koyarsınız o ayrı.
Neyse meselemiz İbrahim Hakkı hz. değil. Anlatamam zaten de.
Ben onun sözlerine vurgun olduğum bir gazeli hakkında yazacağım. Hatta beyit beyit açıklayabilseydim keşke de, anlamını bozmayım diye dokunmayacağım.
Olay şu:
can ellerinden gelmişem, fani mekanı neylerem
ol mülke meylim salmışam. ben bu cihanı neyleremdünyaya geldim gitmeye, tim ile hilm yetmeye
aşk ile an seyretmeye. ben în u anı neyleremdevr-i zamandan doymuşam, kevn ü fesadı koymuşam
darü’1-amanı duymuşam, bu sicn-i canı neyleremhep i’tibarı atmışam, aşıldığa el katmışam
ben nefsi dosta satmışam, bu düşmenanı neyleremaşkın şerabın içmişem, dil gülşenine göçmüşem
ben varlığımdan geçmişem, nam ü nişanı neyleremaşkı, tabibım kılmışam, derdinde derman bulmuşam
ben lübb-i hikmet bilmişem, yunaniyani neyleremenfas-i aşkı darikem, mal ü menalı tarikem
genc-i nihane mâlikem, nakd-i revani neyleremtaht-i tevekkül bulmuşam, mülk-i kanaat bulmuşam
mahfice sultan olmuşam, cah-i ayanı neyleremher ne gelirse yahşidir, o dostun bahsidir
çün cümle anın işidir, ben bed-gümanı neyleremolmuş anınla kalmışam, ayn-i hayata dalmışam
kendim bilip kam almışam, vehm ü hayalı neyleremgerçi zaman-i devran ile, pir etti cismin şan ile
gönlüm cüvandır can ile, pir ü cüvanı neyleremten beslemekten sapmışam, gönlüm sarayın yapmışam
hurşidem, anda tapmışam, ben.ahteranı neyleremyarı bana bes görmüşem, ağyarı dilden sürmüşem
ünsiyle tenha durmuşam, ben ins ü canı neyleremdilden dile bin terceman,varken ne söyler bu lisan
çün can ü dildir hem-zeban, nutk ü beyanı neyleremhakkı, cemi’i halktan, müstağniyem billahi ben
hallak-i alem varken, halk-i zamanı neylerem
Neresinden gireyim konuya bilmiyorum ki. Tam hedeflik bir gazel bu. Yani insan şu dünyaya neden geldim diye düşünse, bu şiiri de kendine düstur edinse yeter heralde ona. Dünya ile işi olmaz zira bunu düstur edinenin. Dünya ile işi olmayanın dünya kadar sıkıntısı da olmaz.
Huzurlu olur sanırım ilk başta. Sonrası malum zaten. Şu sıralar insanların en çok aradığı şey de o huzur değil midir. İlk beyitte diyor ya hani, o mülke meylim salmışam ben bu cihanı neylerem diye. Aslolan bu heralde. Ötelere gözünü dikmiş kişinin bu cihanla ne işi olur.
Yatar öyle kalkar öyle…
Şerh etmek bana düşmez tabi de işte. Her satırında ayrı bi hazine gizli gibi. Sakın abartıyorum zannetmeyin aman ha.
Mesela diyor ki: Ben nefsi dosta satmışam… Yanlış olmasın bi ayet var bu konu ile alakalı. İnnallaheştera minel mü’miniyne enfüsehüm ve emvalehüm bienne lehümül cenne. Yanlış olmasın da. Diyor ki müminler nefislerini ve mallarını cennet karşılığı vermiştir Allaha. Deminki mısrada dediği gibi. Nefsi dosta satacaksın ki karşılığında cenneti versin O da.
Cennet ucuz değil sonuçta. İnsanın da en kıymetli şeyi nefsi işte. Onu vereceksin ki anca kurtarıyor demekki.
aşkın şerabın içmişem, dil gülşenine göçmüşem
ben varlığımdan geçmişem, nam ü nişanı neylerem
Şimdiki olaylara bakıyorsun hep bu değil mi sorun. Sabah neden aşkım demedin, gece niye bitanem yazmadın, yok işte sevmiyosun beni bilmem ne…
Ya da çalışılan yerlerde sürekli mobbing durumu. Üste çıkmak için birilerini üzmek zorundasın. Altta kalanın canı çıksın. Evrim teorisinin bizzat hayata geçirilmiş durumu. Büyük balık küçük balığı ızgara yapar. Kimse de umursamaz. Güçlenseydi banane der gören.
Ama varlığından geçen insanlar nam-ü nişan ı neylesin. Dünya ile ne işleri olsun ki o insanların. Varlığından geçen biri diyor ya hani; benim dünya ile ne alakam olabilir. Ben yolculuk yaparken bir ağacın altında bi süre dinlenip yoluna devam eden bi yolcuyum. Ağacın orayı eses yurt beller miyim. Yapmaz tabi.
Şimdiki insanlara bi bakın ama, evim olsun arabam olsun, hemde defaatle. Bir tane kesmez çünkü bizi. Sanırsın kazık çakacak dünyaya. Geçmişten de ibret almaz. Nice kavimler toprağın altında ona da bakmaz. Biriktirdikçe biriktirir malını…
Akıllı insan ile diğeri arasında çok fark vardır. Hiç düşünenle düşünmeyen bir olur mu değil mi.
Neyse lafazanlığa gerek yok. Yapılacak çok iş var. Ömür kısa. Dünyaya takılmamak lazım. Çok da konuşmamak…
Ne geliyosa zaten dil belasından geliyor. Şunlar ile bitiriyorum. Diyecek söz bırakmamış üstad:
dilden dile bin terceman,varken ne söyler bu lisan
çün can ü dildir hem-zeban, nutk ü beyanı neylerem
Senin mobil tema harikaymis
wp touch
Diğer mısralarıda şerh etseydin üstad, öbür taraf için daha çok dua ederdik sana şahsen… Allah razı olsun.
6 sene geçmiş yazalı :) Teşekkürler yorumunuz için sizden de razı olsun.
7 sene sonra diğer mesaj şöyle
Keşke diğer mısralarıda serh etseymişsiniz :) e yine de Huda razı gele
ecmain