Boş Konuşma

Tek Derdimiz Konu Başlığı Olsun

Uykusuzluk kuşağı. İnsanlara dert anlatma seminerleri ile birleşince can sıkıyo. Her zaman canının istediği gibi davranamıyosun en nihayetinde. Ondandır ahiret aşkı. Cennete gidecez ya zaten. Dünyayı geçelim yeter. Mario oyununun son seviyesi gibi. Geçtik mi kral biziz. Prensesi kurtarır ekmeğimize bakarız.

Tükenmez kalemlerin bile tükeneceği güne hazırlık yapıyoruz. Kurtuluş hesapları kağıtlar tüketiyor. Biz ise utanmadan gülüyoruz hala. İnsanlar ölüyo bi yandan. Bi yandan gülüyoruz. Bi yandan da ölüyoruz. Günler en çok sokak kedilerini kovalıyo burda. Tehlikeli şeyler söylememek için gayret ederken…

Ağlamak bile bizim hakkımız değil bülbülün hakkı. Albenisi kalmamış günler için özlem az da. Sonra kralız, kalp kırarız biraz da. En zevklisi de avokado yemek. Yazmak bir garip okumak ayrı bir garip yemek kim bilir nasıldır. Sıkılmak da yok. Sen de yoksun. Yalnızlık zor zanaat, biz ise en tecrübeli zanaatkâr. Gurbet kimsenin olmadığı yer değil kimsenin seni anlamadığı yer.

96zsvVZkFDQSevgiliye hasret mesaj sesleri. İnsanlardan gelen bildirimlerin müşahhaslaşmış hali. Benim de hal-i pür melalim yusufun kuyusunda. Kervanlar da göçtü gitti. Mısıra kral olmayı kuyuda beklemek nasıl bir duygu acaba. Bu da inanmanın müşahhaslaşmış hali. Müşahhaslaşma ne güzel kelime demi. Senin gibi değil. Sadık…

Ne çok düşünüyoruz biz. Dünyanın bitmeyecek, bitmeyen zamanlarını. Dert ehli olanların insafa geldiği zamanlar en çok da. İnsanların anlamasını beklemekten de yoruldum, yürümekten de. İlk gördüğüm parkta soluklanmak gibidir ölüm bazen. Sonra tekrar yürüyüş. Hiç bitmeyecek hem de. İnsan garip yaratık. Günler günleri kovalıyor belediye işçileri ekmeğini. Bağlama teli neşet ertaş çalarken saygıdan kopmazmış. O da öldü.

Hiç beklenmedik anda ölmek nasıl bir duygu acaba. Tam şuan mesela ölsem yazı tamamlanmasa. Siz de ne yazdığımı okuyamasanız? ya da pilavı pişirip de kaşıklayamadan ölmek. Videonun dolmasını bekleyip de izleyemeden ölmek en acısı. Ölmek güzel şey güzel olmasaydı ölür müydün?

Yağmur yağsa da ıslansa camlar. Ancak öyle adını yazabiliyorum cama. Sonra güneş vurup siliyor ismini. Rehberden ismine bakıp siliyorum ismini. Silinip gidilesi dünyada. İnsanın yağmuru da ağlamak. Gülmesi güneş. Ben en çok yağmur seviyorum. Ancak öyle adını hatırlıyorum, gözlerin gözlerime geliyor buğulu iken. Güneş açınca siliniyo sonra. Silinmesek ya hiç. Neyse.

Hem yağmur yağınca melamet hırkamı sana veririm de üşümezsin.

Artık umudu kalmamış günleri beklemiyorum ben. Nasılsa yarın oluyor. Sonra da öleceğiz. Fikirler gibi. İsmet Özel de ölecek ben de. Benim ölümümle onunki bir mi? = 1

Ölünce belki yağmur yağar toprak kokusu ile uyunur toprak altında. Çay yok sade orda geri herşey var. Eskiden seni görmeyi hayal ederdim artık sorgu meleklerini görmeyi. Sonra kralız. Cennette avokado keyfi diye foursquare de check in yaparım belki. Allahım sevdiğimi de etiketlemeyi nasip eyle. Amin.

 

Daha Fazla Göster

Samanpan

Dünyanın en güzel şehrinde doğup dünyanın en dandik başkentinde hayatını devam ettirmekte. Psikoloji İle uğraşmakta olup saçmalamak için bu siteyi kullanmakta. Tanısanız çok sevmezsiniz.

İlgili Makaleler

9 Yorum

  1. “Gurbet kimsenin olmadığı yer değil kimsenin seni anlamadığı yer.”
    “İsmet Özel de ölecek ben de. Benim ölümümle onunki bir mi? = 1”
    Bu iki cümle derinden etkiledi beni. Emeğine sağlık.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu